Anne Olmak / Kadın Hakları

Anne asıl, baba destek! Oh ne âlâ ne âlâ!

Annelik ve bebek bakımıyla ilgili bir dünya uzman görüşü. Hep bir yerlerde “eşin de anneye destek olması gerekir” gibi cümleler var.

Neresinden tutsam bunu? Bir kere, bir bebeğin dünyaya gelmesini sağlayan iki kişiden birinden her zaman asıl sorumlu olarak “anne” diye bahsediliyor, her cümlede anne şöyle yapsın böyle yapsın… ama o iki kişiden diğeri neden “eş”, anacım? neden “baba” değil?

Ben şöyle cümleler duymak istiyorum: “Bebeğin altının değiştirilmesi, çamaşırlarının yıkanması, ütülenmesi, bebek eşyalarının çekmecelere yerleştirilmesi gibi işlerde anne, babaya yardımcı olabilir. Evde yeterince bebek bezi bulunup bulunmadığı, katı gıdalara başlamış olan bebeğin bugün ne yiyeceği, bebek ve aile için yemek hazırlanması, alışveriş yapılması gibi pek çok konuyu düşünmek ve bunlara yetişmek durumunda olan baba, anneden, diğer aile üyelerinden ve arkadaşlarından destek alabilir.”

Doğurmak ve emzirmek işlerini erkekler yapamıyor, elden gelen bir şey yok. Ama onun dışında bir bebeğin / çocuğun hayatımıza kattığı tonla iş neden annenin işi olarak görülüyor anlayamıyorum. Neden anne asıl yüklenici ve baba yardımcıdır? Annem çocuklar küçükken bize yardıma gelir, ben “neden her şeyi ben düşünüyorum, neden Kerem düşünmüyor” diye söylenecek olursam “kızma, erkeklerin kapasitesi o kadar” derdi. Ben neden “kapasitem bu kadar” diyemiyorum?

Kerem son derece ilgili, çocuklarını çok seven ve emzirme dışında çocuk bakımının her kısmına dahil bir baba (uyutmak, yemek pişirmek, yedirmek, alt değiştirmek, gezmeye götürmek dahil). Artık böyle babalar çoğalıyor çok şükür. Yine de, hem bana sormadan her şeye kendisi karar vermek ister, işine karışmayım ister, hem de önemli- önemsiz her şeyi bana sorardı: “Bu çocuk bugün yumurta yiyecek mi? Bu pantalon Cemo’ya küçülmüş mü? Bu hangisinin çorabı? Muhallebi nasıl yapılıyordu? Pirinç unu hangisiydi?” Ben de bunları bilmesem, düşünmesem, birine soruversem… olur mu?

En “eşit ebeveyn” durumunda bile eşit olamıyoruz işte. Mesele sadece emzirmek değil. Vücudumun ekstra yorgunluğu değil. Herkesin beklentisinin anneden olması değil. Evet her şeyi düşünmeye çalışmak çok yorucu, her şeyi ben düşünmemeliyim. Fakat bu gerçek, bunların birileri tarafından düşünülmesi gerektiği gerçeğini değiştirmiyor malesef. Baba üstlenmeyebildiği için anne üstlenmek zorunda kalıyor. Bir küçücük bebek, bir anne ve bir baba aynı odada uyuyorken bebek ağladığında anne hemen her zaman duyuyor, baba bazen duyuyor. Baba anneye “destek” olacak ve bebeğin altını değiştirip o uyutacaksa bile, babanın anneye “yardım” etmesi için önce annenin uyanıp babayı uyandırması gerekiyor. Uykumuzu alacağız. İnşallah.

Sonra şu cümleler de var: “Hüseyin çok iyi bir baba, çocuğunun altını bile değiştiriyor. Evin bütün yemeklerini Mustafa yapıyormuş, bulaşıkları bile yıkıyormuş, harika bir baba. Hasan çocuklarını yıkıyor, giydirebiliyor, hatta her pazar çocuklara sabahtan öğlene kadar o bakıyormuş, anneleri dinlensin diye.” Hasan, Hüseyin ve Mustafa’yı takdir etmemiz bekleniyor. Ediyoruz tabii ki.

Ben de o iyi babalar gibi çok iyi bir anne olmak istiyorum: “Fadik çok iyi bir anne, çocuğunun altını bile değiştiriyor. Evin bütün yemeklerini Ayşe yapıyormuş, harika bir anne. Meryem çocuklarını yıkıyor, giydiriyor, hatta her pazar çocuklara sabahtan öğlene kadar o bakıyormuş, babaları dinlensin diye. Zeynep var ya, eşine çok yardımcı oluyor çocukları her gün parka götürüyor.”

Ali yeni doğduğunda Kerem “annelik ne kadar yalnız bir şeymiş” demişti. Öyle hakikaten.
yeni-baba

3 thoughts on “Anne asıl, baba destek! Oh ne âlâ ne âlâ!

  1. Kabahati cinsler ayrımına bulmak gerekirse bence yine ve her zamanki gibi (!) kadınlar haksız. Bu erkeklerin büyük kısmını da anneleri olan kadınlar yetiştirdi. Hayatın müşterek olduğunu, kadınların tek başına tomurcuklanarak çoğalan sünger olmadıklarını öğrenebilirlerdi.
    Kaynak belirtmek isterdim ama bu bilgi aklımda nasıl nereden kalmış emin değilim, özetle şöyle bir tez var: “babalık” duygusu sıradan (akıl sağlığı yerinde) olan bir insanın sokakta gördüğü bir hayvan yavrusuna karşı hislerine benzer, bir kısmımız o yavruyla ilgilenir korumak ister öper okşar, bir kısmı gözünün ucuyla bakar geçer. (Dolayısıyla biyolojik bağ aslında baba olmak için gerekli şart değildir.) çok azımız o yavruya bakar ihtiyaçlarını karşılamasına yardım eder.
    Eskiden erkek kişi okulunu bitirir askere gider gelir evlenirdi, annesi ev işlerini bir şekilde yapıyordu ya karısı/ sevgilisi de elbette buna devam edecekti. Ama günümüzde yetişkin erkekler de hayatlarının bir bölümünü kendi başına geçirebiliyor; aşçı, temizlikçi, çamaşırcı ve ütücü olabiliyor. Birlikte yaşamaya başlayınca neden bu birlikteliğin sermayesi başlıca “kadın emeği” oluyor, en uygar kalıplı erkek bile nasıl bu hale geliyor kırılma noktası tespit edilmeli.
    Ömründe bir defa bebek bezi değiştiren her adam nedense kitap yazmak zorunda hissediyor kendini (veya blog) bu Muzaffer kumandan edaları nedir anlamıyorum, naptın atomu mu parçaladın?

BB için bir cevap yazın Cevabı iptal et